Dönüşüm ile birlikte değişen tüketim mekanlarını tektipleştirmeden, başka bir şekilde üretmenin yolu nedir?
Çevre Analizleri
Yarışma alanı Ankara’nın Batı gelişim aksı üzerinde yer alan ve son yıllardaki hızlı gelişim ile “merkezi bir iş ve yaşam alanı” niteliği kazanmış bir cazibe merkezi haline dönüşmüştür. Bölgenin hızlı gelişimi ve kentli tarafından tercih edilmesinin en önemli etkenlerinden bir tanesinin metro ile erişim imkanı olduğu ortadadır.Yıllar içinde oluşmuş az yoğunluklu dokuya eklemlenen yüksek yoğunluklu yeni karma kullanım projeleri ile bölge çok daha dinamik bir çehreye bürünmüştür. Bununla birlikte yakın çevrede bulunan kamu yapıları ise mesai saatleri içinde kentsel hareketliliğin artmasında etkili olmaktadır. Bu yönüyle farklı fonksiyonların ve yapı yoğunlukların yer aldığı bir bölgenin tam ortasında konumlanan proje alanının bütün çeperleri ile çevresi ile güçlü ilişkiler kurması beklenmektedir.
Güney çeperimizde yer alan Tepe Prime Projesi, açık alanları ile öne çıkan ve yaya geçişine izin veren geçirgen bir kurguya sahiptir. Bunun yanında günümüzde bu sürekliliği sağlayacak tamamlayıcı mekanlar çevrede oluşmadığı için yaratılan kentsel dinamizm ve yaya hareketi kendi içine hapsolmuş kısa süreli bir deneyim sunmaktadır. Varolan bu potansiyel proje alanı için eşsiz bir fırsat sunmaktadır. Doğu çeğerimizde yer alan Barış Sitesi çeperlerindeki yapılarda ise son yıllarda artan yoğunlukla birlikte fonksiyon dönüşümleri yaşanmaktadır. 2083cd günümüzde Barış sitesine servis veren bir yol kimliğindeyken imar planında Sakıp Sabancı Bulvarı’na bağlantıyı sağlayacak 25m lik güçlü bir artere dönüşecektir.
Bu plan kararı da Barış Sitesinin proje alanına bakan Batı çeperindeki dönüşümü daha da hızlandırıp belirginleştirecektir. Mahal Ankara projesi ise Kuzey çeperinde yer alan konut bloklarına kamusal erişim olmadığı için 2082cd ile bir ilişki kuramamaktadır. Aynı zamanda mimari kurgusunun bir sonucu olarak yerleşim konforlu bir geçiş alanı sunamadığı için proje alanımız ile arasında çok güçlü bağlantı ilişkileri kurulamamaktadır. Günlük yoğun hareketliliğin yaşandığı BTK ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı kullanıcılarının ise tasarım sürecinde dikkate değer bir potansiyel olduğu göz önünde bulundurulmuştur.
Proje alanın Kuzey ve Batısında ise planlama ve tasarım süreci devam eden iki projenin yakın gelecekte hayata geçeceği bilinmektedir. Jüri tarafından verilen bilgiler ışığında geliştirilen projelerin çeperleri yorumlanmış ve proje alanı ile kurması potansiyel ilişkiler değerlendirilmiştir. Buna göre Proje alanının Batı çeperinin tam ortasından, Kuzey çeperinin ise yine orta noktasından bir yaya ilişkisi krulma potansiyeli ortaya çıkmıştır. Barış sitesi ise yaşadığı dönüşüm sonrasında neredeyse tüm batı çeperi ile kent ile yoğun ilişki kuran bir karaktere bürünmeye devam etmektedir. Proje alanının Güney-Doğu köşesi ise hem kavşak ile kurduğu ilişki, hem Tepe Prime projesinin arka basamakları ile aynı yöne bakması hem de Eskişehir Yolundan dönüş sonrasında ilk algılanan nokta olması sebebiyle dikkate değer bir öneme sahiptir. Bu özellikleriyle tasarım ve yerleşim kararlarında önemli bir girdi olarak ele alınmıştır.
Son yıllarda tüketim mekanlarında keskin bir dönüşümü deneyimlemekteyiz.Yaşanan bu dönüşüm ile kapalı mekanlar yerine daha çok kent zemini ile güçlü ilişkiler kuran ve günlük yaşamın da önemli parçaları olmaya başlayan bir kimliğe bürünen projer öne çıkmaya başlamıştır.Bununla birlikte Tepe Prime, Maidan gibi projeler ile kentlinin dış mekan ile ilişkisi yeniden tariflenmiş, yeni bir mekan kullanımı deneyimi aranır hale gelmiştir.Ancak bu durum bir yandan da sunulan mekanların ve yaratılan çevrelerin aynılaşması tehlikesini de beraberinde getirmektedir.
TASARIM KARARLARI
Tasarım sürecimizin en önemli tartışmalarından bir haline gelen “Mekan Kimliği” meselesini tüm bu girdilere ek olarak çevredeki yeşil dokunun anlaşılması ile de yorumlamak istedik. Tüketim mekanları dışındaki çevre dokuda da kentsel yeşil alan eksikliği göze çarpmaktadır. Proje alanının lokasyonu ve çevre yollar ile çevrelenmiş olması erişilebilirlik açısından büyük fırsat sunsa da araç trafiğinin yarattığı gürültü de bir o kadar mekansal konfor adına problem yaratmaktadır. Bu bağlamda kent ile bağlantıları güçlü, görünür ve erişilebilir bir mekan diğer yandan da korunaklı, sakin ve gerektiğinde durağan bir mekan tasarlamak projenin ana fikrini oluşturuyor.
VAHA kentliye yeşile dokunma imkanı veren dinamik ve sakin mekanları bir arada sunan bir kent nişi olarak düşünüldü. Akışkan çizgilerin kompozisyonu ile tanımlanan zemin ve döşemelerin birlikteliği iç çeper karakterini oluşur. Akışkan çizgilerin kompozisyonu ile tanımlanan zemin ve döşemelerin birlikteliği iç çeper karakterini oluştururken Batı ve Kuzey çeperler ise kente daha net bir tavır sunmaktadır.
Cephe ve kütle plastiğindeki bu farklılık program dağılımı anlamında da karşılık bulur. Dış çeperde birim ünitelerin bir araya gelmesi oluşmuş kütleler esnek plan kurgusu ile farklı kombinasyonlar üretmeyi olanaklı kılar. Güney çeperinden neredeyse hemyüz bir zeminden başlayan yaya hareketi yaygın bir merdiven ile alt kota bağlanır. Proje alanının Kuzey Doğu köşesi ile üst meydan arasındaki kot farkı sayesinde Vaha, Barış Sitesi çeperine de açılır.
Kentli için bir sığınma alanı niteliğindeki bu kentsel aralık Doğu çeperinde de bir toplanma mekanı üretir. Doğu çeperindeki açıklıkta tasarlanan amfi ve alt kottaki sahne ile etkinlikler organize edilirken aynı zamanda kentle kurulan ikinci bağ oluşur. Kentsel hareketliliğin yaşanacağı ve toplayıcı özellikte olması hedeflenen üst meydanın sert zemin ağırlıklı peyzaj karakteri ile kentlinin buluşma noktası olması hedefleniyor. Aynı zamanda özel tarihlerde kullanıcılar için simgesel unsurların ve reklam objelerinin de yer alabileceği bir nitelikle tasarlandı.Alt kota bağlanırken yeşil doku ile yavaş yavaş temas etmeye başlayan kullanıcı git gide yoğunlaşan yeşil peyzajı ve paralelinde takip eden suyu deneyimlemeye başlar. Yeşil doku ve su öğesi tüketim mekanlarının dış alanlarını da tanımlar.