Kadıköy Belediyesi Hizmet Binası

Kentsel zeminde parçalı kurgusuyla açık yaşam alanları sunan, deprem ve afetlere dirençli, ödüllü bir kentsel aktör.

Kadıköy Belediyesi Hizmet Binası

Ödüllü Proje

Kadıköy Belediyesi Hizmet Binası tasarımı, İstanbul’un yoğun ve sıkışık kent dokusu içerisinde, zemini olabildiğince özgür bırakan ve kentliye açık bir yaşam alanı sunan çağdaş bir kamusal yapı önerisidir. Yalnızca yeni bir belediye binası değil, aynı zamanda bir kent parçasıdır. Zemin kotunda, halkla doğrudan ilişkide olması gereken program birimleri farklı boyutlarda beş kütleye ayrılır. Bu dörtgen bloklar, mevcut yapının yıkılmasıyla oluşan ve mevcutta var olan boşluklarla birlikte tanımlanan alanlara oturur. Bu parçalı kurgu yapı alanını geçirgen kılarak kamusal dolaşımı teşvik ederken, diğer yandan mevcut ağaçların korunmasına olanak tanır. Mimari yaklaşım yalnızca işlevsel değil, aynı zamanda çevre duyarlı bir tutuma sahiptir.

İşveren

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Etüd ve Projeler Dairesi Başkanlığı

Yer

İstanbul/Kadıköy

Alan

50.000 m²

Yıl

2025

Tür

Çalışma, Eğitim, Kamu

Durum

Yarışma

Tasarım

Ömer Emre ŞAVURAL, Mimar (Ekip Temsilcisi)
Fatih YAVUZ, Y.mimar
Kutay KAYNAK, Mimar
Aykan ARAS, Mimar
Havva Nur ŞEN TAŞKIN, Mimar
Taylan Özgür AKSOY, Mimar
Zeynep ERAYDIN, Kentsel Tasarımcı, Y.Şehir plancısı

Proje Ekibi

Fatma İrem Şanlı, Mimar
Ceyda TOK, Mimar
Büşra Asaroğlu, Mimar
Sıla KUTLU, Mimar
Sümeyye Nur Kırımlı, İç mimar
Eda Nur YAŞAR, Mimarlık Öğrencisi

DANIŞMANLAR
Zafer KINACI, İnşaat Mühendisi
Can KUBİN, Kentsel Tasarımcı, Y.Şehir plancısı
Mehra GEYLAN, Kentsel Tasarımcı, Peyzaj Mimarı
Özgür ULUPINAR, Elektrik Mühendisi
Emrah ERDURAN, Makine Mühendisi

MAKET
Yaşar Aydoğan

Zemindeki geçirgenlik ve hareket, kentlinin gündelik hayat akışında belediye birimleriyle temasını rastlantısal olmaktan çıkarır; yapıyı katılımcı, etkileşimli ve canlı bir kentsel aktör haline getirir.

Zeminde Aktif, Üstte Sosyal Birimler

Zemindeki beş kütle doğrudan kentliye hizmet veren, Halkla İlişkiler, Zabıta, Plan ve Proje Müdürlüğü, Kreş, İmar ve Şehircilik Müdürlüğü, Sosyal Hizmetler ve Destek Hizmetler gibi birimleridir. Kullanıcıyı binanın içine çekmeden önce zemin düzeyinde karşılayan, yönlendiren ve katılıma davet eden bir ön eşik alanı yaratır. En üst kata yerleştirilen yemekhane, spor salonu, açık teraslar gibi sosyal alanlar, kentli için hem kentle görsel temas kurma imkânı hem de belediye yapısını gündelik hayatın parçası kılma imkânıdır.

Katılımcı, Etkileşimli, Canlı Bir Kentsel Aktör

Yapı, çevresindeki sosyal, kültürel ve ticari dokulara yumuşak geçişlerle bağlanır. Böylece zemin kot yalnızca idari yapılara ayrılan bir alan değil, aynı zamanda halkın rahatça hareketine ve hareketin sürekliliğe izin veren geçirgen bir kamusal zemin haline gelir. Bu geçirgenlik ve hareket, kentlinin gündelik hayat akışında belediye birimleriyle temasını rastlantısal olmaktan çıkarır; yapıyı katılımcı, etkileşimli ve canlı bir kentsel aktör haline getirir.

Çoklu Bağlantılar

Yakın çevrede kent belleğinde güçlü bir yer edinmiş iki önemli yapı daha bulunmaktadır. Kadıköy Evlendirme Dairesi ve Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı yanı sıra alana yürüme mesafesinde çok sayıda kültürel ve sosyal odak da mevcuttur. Tasarım, mevcut ve önerilen çok sayıda ulaşım bağlantısı ile bölgenin yaya dolaşımına dayalı erişilebilirlik açısından en avantajlı noktası olan belediye alanını iyi biçimde dönüştürür. Hem proje alanı içerisindeki kamusal odakları hem de çevredeki yaşam alanlarını birbirine bağlayan yaya omurgaları tasarlanır; bu ağ, doğal topografya ve mevcut açık alan sistemiyle bütünleştirilir.

Parçalı Kütlelere “Fil Ayaklarıyla” Oturan Üst Yapı

Alana parçalı yerleştirilen beş ana kütle, yapının strüktürel sistemine entegre edilir. Adeta “fil ayakları” gibi çalışan bu ögeler, üstteki üç katlı ofis bloğunu taşır. Bu büyük ölçekli dikdörtgen çerçeve yapının mimari karakterini tanımlarken, fonksiyonel olarak hizmet birimlerinin verimli bir organizasyonunu sağlar. Bu çerçeve çelik taşıyıcı sistem ile çözülmüş ve tüm üst yapı yüklerini betonarme beş kütle üzerine, deprem izolatörleri aracılığıyla aktaran dev bir kentsel karkas olarak tasarlanmıştır. Alışıldık pratiklerin dışında, üst kotlarda kullanılan bu izolatörler, yapıyı aynı zamanda hafifletecek olan çelik karkasın deprem etkilerinden minimum düzeyde etkilenmesini sağlayacaktır.

Üst kottaki ofisler çelik taşıyıcı sistemin sağladığı esneklik sayesinde açık plan prensipleriyle ele alınır. Strüktür, iç duvarlardan bağımsız kurgulandığı için ofis birimlerinin zamanla dönüşebilir, büyüyebilir ya da yeniden organize edilebilir.Binanın uzun ömürlü, sürdürülebilir ve değişen ihtiyaçlara cevap verebilecek bir yapı olmasını destekler. Çelik taşıyıcı sistem aynı zamanda mimari dili tanımlayan bir unsur olarak dış cephede okunur. İnşa edilme biçimini şeffaf ve dürüst biçimde dışa vuran yaklaşımıyla, yapının simgesel ve çağdaş bir kamu yapısı kimliği desteklenir.

Çelik taşıyıcı sistemle çözülmüş ve tüm üst yapı yüklerini betonarme beş kütle üzerine deprem izolatörleri aracılığıyla aktaran dev kentsel karkas, adeta “fil ayakları” gibi çalışan beş kütlenin üzerinde yükselir.

Deprem İzolatörleri ile Çelik Üst Yapı 

Çelik üst yapı alttaki betonarme yapıya deprem izolatörleri ile oturtulur. Maksimum seviyede izolatörlü mesnet teşkil edilmiştir. İzolatörlerin boyutlarının makul seviyelerde kalması, yüklerin maksimum seviyede alt katın diyaframına eşit bir şekilde dağıtılabilmesi ve ardgermeli kirişlerin boyut ve gerilmelerinin minimum seviyelerde kalmasına dikkat edilir.

Afet ve Krizlere Dirençli ve Esnek Kurgu

Yapı afet senaryolarına göre hızla yeniden organize olabilen esnek ve dirençli bir mimari kurgu önerir. Avlu etrafında şekillenen bu yapı hem fiziksel hem de sosyal bir çekirdek oluşturur. Afet sonrası süreçte ise toparlanma ve dayanışma mekânı haline gelir. Zemindeki idari birimler farklı afet senaryolarına uygun şekilde önceden tanımlanmış işlevlere hizmet edebilmektedirler.

Destek ve triyaj kütlesi, ilk müdahalenin yapıldığı steril bir birim olarak dönüşebilirken; iki ayrı sağlık birimi, modüler yapıları sayesinde hızlı ve etkili tıbbi müdahalelere imkan tanır. Yemekhane birimi ve koordinasyon işlevlerine dönüşebilen kütleler sayesinde temel ihtiyaçlar ve destek birimleri hizmet verebilmeye devam etmesi planlanmıştır. Üst kotlardaki mekanlar, afet anında konaklama birimlerine dönüşecek şekilde esnek planlanır. Bu mekânlar, deprem ön görülerek tasarlanmış taşıyıcı sistem sayesinde en güvenli konaklama imkanını sunar. Yapının çatısında konumlanan heliped, ulaşımın kesildiği durumlarda sağlık personeli ve temel malzemelerin taşınmasına olanak tanınırken, zemin kotta acil durum araçları arazi içine girerek kütlelere kolaylıkla erişebilecektir.

Sürdürülebilirlik ve Ekolojik Yaklaşım

Projenin sürdürülebilirlik yaklaşımı, yalnızca yapı performansı ve enerji verimliliği üzerinden değil, aynı zamanda doğal çevreyle kurulan bütüncül bir ilişki üzerinden tanımlanır. Alanın mevcut ekolojik karakteri korunarak, uzun vadede çevresel dengeyi destekleyen bir mimari dil, kurgu, sistem geliştirilir.

Yeşil Meydanlardan Mikro Peyzajlara

Parçalı ana kütleler arasındaki boşluklar, meydan kimliği taşıyan yeşil alanlardır. Böylece kentli yalnızca bir geçiş alanı değil, aynı zamanda kentle bütünleşik bir dinlenme, buluşma ve etkileşim mekânı bulur. Bu alanlar, küçük ölçekli etkinliklere, anlık karşılaşmalara ve gündelik sosyalleşmeye olanak tanırken; çevresindeki ağaçlarla gölgelenmiş, geçirgen zeminlerle yumuşatılmış bir mikro peyzajla biçimlenir.

Peyzaj yaklaşımı, kentsel ve proje alanı ölçeğinde iki düzeyde ele alınır. Kentsel ölçekte, mevcut doğal değerlerin sürekliliği ve parçalanmış yeşil dokuyu yeniden bütünleştirmek temel yaklaşımdır. Mevcut açık ve yeşil alanlar ile Kurbağalıdere çevresinde yeşil altyapıya dahil olma potansiyeli taşıyan alanlarla birlikte ele alınarak, kent ölçeğinde kesintisiz bir yeşil omurga oluşturulur. Kurbağalıdere boyunca uzanan alanlar bu sistemin ana bileşeni olurken, kuzey-güney yönünde de yeşil sürekliliği sağlayacak bağlantılar tasarlanır. Alanın güneyinde hâlihazırda otopark olarak kullanılan alan, kamusal bir yeşil alan olarak yeniden işlevlendirilir. Böylelikle, Kurbağalıdere koridoru ile daha güçlü bir ilişki kurar ve Kadıköy Evlendirme Dairesi de yeşil sistemin aktif bir parçası haline gelir. Mevcut ağaç varlığının korunması peyzaj tasarımının öncelikli stratejisidir.