Gelibolu Tarihi Alanı’nda Yeni Şehitlikler

Nekro-coğrafyada yaşam, ölüm, savaş ve barışın zıtlıklarını minimal müdahaleyle deneyimlemeye olanak tanıyan rehber niteliğinde mimari yaklaşım.

Gelibolu Tarihi Alanı’nda Yeni Şehitlikler

Ödüllü Proje

Çanakkale Savaşları’nın yaşandığı Tarihi Gelibolu Yarımadası’nda Harita Komutanı Şevki Paşa’nın 1916 yılı haritasında tespit edilen 15 şehitliğin görünür kılınması ve tasarımsal bir bütünlük içinde ziyarete açılması için açılan yarışmada birincilik ödülünü kazanan projedir. Uzun aramalardan sonra yüz yıldır saklı, kilometreler boyunca yaygın bir şekilde bulunan bu kutsal köşeler, bütünsel bir kurgu içerisinde her şehitliğin özgün karakteri doğrultusunda ele alınmıştır. Bu nekro-coğrafyada benimsenen mimari yaklaşım, en az müdahale ile insanın doğada çözünmesine rehber niteliğindedir. Başlangıçtan sonuna şehitlik ziyareti, keşfetme – odaklanma - duyumsama sırasıyla kompoze edilir.

İşveren

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı

Yer

Gelibolu, Çanakkale

Alan

250 m²

Yıl

2017

Tür

Anma, Kültür, Master Plan ve Kentsel Tasarım

Durum

Yarışma

Tasarım

FREA / Emre Şavural, Fatih Yavuz. Uygur Mimarlık / Semra Uygur, Özcan Uygur, Deniz Uygur. SCRA Mimarlık / Seden Cinasal, Ramazan Avcı, Elvan Ender

Proje Ekibi

Dilşad Uzar, Merve Özduman, Melih Tokaç, Sema Çağlayan, İbrahim Yavuz, Hasan Hüseyin Özdurmuş, Kubilay Şahinler, Merve Şen, Nil Özkır, Bilgehan Bölek, Ayşe Dağlı, Özlem Kurtcu, Meryem Merve Topdaş, Mehmet Savaş, Halil Özbak

Şehitlikler doğanın kendisine ve coğrafyaya olabildiğince saygı duyar nitelikte tasarlandı. Yapısal olan mimarinin kendisi değil, coğrafyada yaşananların belli bir mekânda duyumsanabilmesi esas alındı.

NEKRO-COĞRAFYA

Ölümle ilgili olan mekânın coğrafi morfolojisi ile ilgilenen nekro-coğrafya, kültürel ve sosyal bir manifestoyu mekânda olanaklı kılar. Zamanın karşı konulmaz erozyonuna karşı çıkar, anıları yaşam ile ölüm arasında zamansız kılabilir. Nekro-coğrafyada şehitler mekândan ayrı tutulamaz. Gelibolu Yarımadası, bu anlamda yaşam ile ölümün, savaş ile barışın zıtlıklarını bir arada deneyimleme olanağı yaratan bir coğrafyadır. Coğrafya kolektif bir kimliğe dönüşür.

ANMA MEKÂNI

Şehitlik, kültürel ve tarihi anlamıyla özelleşmiş bir anma mekânı olarak yorumlandı. Anma mekânı ziyaretçisine geçmişi hissettirirken, anıyı bugünde yaşatır. İki zamanın aynı mekânda yaşanması ile nekro-coğrafya bir ölümsüzlüğü ifade eder. Zaman doğrusallığını kaybeder. Tek gerçek mekânda birden fazla zaman ve mekân barındırmasıyla şehitlikler topluma ayna tutan bir heterotopya özelliği taşır. Öleni anmak evrim kadar eski ve insan doğasına aittir, bu nedenle anma mekanları tinsel değerler taşır.

COĞRAFYA’DA ÇÖZÜNMEK

Mimari yaklaşım en az müdahale ile insanın coğrafyada çözünmesine rehber niteliğindedir. Birbirinden farklı olan yürümek ve dolaşmak kavramları üzerinde durulur. Yürümek daha işlevsel bir eylemi anlatırken, dolaşmak yolculuğun, seyahatin yani sürecin kendisi ile ilgilidir ve varış noktası daha mütevazı anlamlar ifade eder. Gömü alanlarına varış sürecinde tarihe ev sahipliği yapan coğrafyanın deneyimlenmesi dokunaklı bulunur ve şehitliklerin coğrafyadan ayrı tutulmaması stratejik bir karardır. Öneri projede kadastral yollara eklemlenen patikalarla araçlı ulaşım biter, yaya olarak ulaşım başlar.

Gelibolu, bir savaş ve barış coğrafyası olarak optimum mesafelerde dolaşarak deneyimlenir. Otonom bir sanat şekli, estetik ve mekânsal bir bilgi aracı olan dolaşmak, yani yürüyerek mekânı deneyimlemek, özellikle bir nekro-coğrafyada varoluşsal bir değer taşır. Sadece şehitlik alanlarını değil, tarihi yaşatmış olan coğrafyanın bütününü deneyimleyebilmek daha özlü bulunur. Anma mekânı tek bir ‘an’da sabitlenmez, sürece yayılır.

“…görkemli gömütler gerekmez, ne de gösterişli süslemeler – bunlar dikkat çeker, kıskançlık uyandırır. Ölülerimizin gereksinmesi yok bunlara – azla yetinirler, ağırbaşlı ve sessizler şimdi, umursamıyorlar bal şerbetini, sunguları, boş ünleri. En iyisi sade bir taş ve sardunya saksısı, gizli bir işaret, ya da hiçbir şey.”

Yannis Ritsos

SENKOPASYON VE MEKÂNDA ORKESTRASYON

Müzikteki gibi mekânsal devamlılık için de ritim gereklidir. Senkop, müzikteki aksak ritmi anlatırken, senkopasyon zamansal bir kaymayı anlatır, beklenmedik yerde ritim değişiminin getirdiği müzikal etkidir. Aynı kavram, mekânın akıcılığına ve insan yürüyüşündeki ritmin orkestrasyonuna uyarlanmıştır: Ziyaretçinin nelerle karşılaşacağı ve çeşitli mekânsal müdahalelerle coğrafyadaki dolaşım deneyimi çeşitlendirilerek kompoze edildi. Bakı noktaları, çıkmaz patika dallanmaları ile deneyimlenebilir hale gelir. Patikalar üstünde uygun noktalara, dinlenme/oturma amacıyla nefeslik-senkop alanları eklemlenir. Bu alanlarda öneri peyzaj ile yol üstü özelleşmiş atmosferler oluşturuldu. Coğrafyanın kendi ritmine yapısal olanın doğrusallığı ayak uydurdu ve böylelikle patikalarda mekânsal akıcılık sağlandı.

 

KEŞFETME – ODAKLANMA – DUYUMSAMA

Başlangıçtan sonuna şehitlik ziyareti, keşfetme – odaklanma – duyumsama sırasıyla kompoze edildi. Uzak mesafelerden şehitliklerin algılanabilirliği yer işareti olarak isimlendirilen ince uzun bronz çubuklarla sağlanır. “Keşif”, coğrafyanın gözlemlenmesi ile uzak mesafeden başlar. Şehitliklere varan dolaşım patikalarında başlangıç noktaları, mevcut bitkisel dokuda dikkat çekebilecek ağaç veya çok yıllık bitki grupları ile doğal nişanelere dönüştürülür. Coğrafya, patikalarda deneyimlenerek keşfedilir ve şehitlik alanına ulaşılır. Gömü alanı ile olan görsel ilişki şehitliğe varışta traverten anma duvarları ile kesintiye uğrar. Anma duvarı tekil bir saygı elemanı olarak ziyaretçi ile şehitler arasında geçici mesafeler kurar. Her arsada topografyaya ayak uyduran duvarlar kendi içinde çeşitlenir. Ana prensip, bir “odaklanma” alanında saygı şeridi oluşturmaktır. Şehit isimleri duvarın düz ve pürüzsüz bırakılan iç yüzeyine (gömü alanının ters yönünde) diziler halinde yazılır.

DOĞADAN GELEN ANITSALLIK: KURGAN

Gömü alanlarında, tarihi ve kültürel değeri olan “kurgan” kendi bağlamında yorumlanmıştır. Anadolu’nun farklı coğrafyalarından getirilen kaba kayalar yardımıyla dairesel veya eliptik geometrilerle çevrelenen gömü alanları, kendi coğrafyasında sade ama sıra dışı biçimlere bürünür. Şehitler, doğanın içinden yeniden canlanmış gibi göğe yükselen kaya parçaları ile bu coğrafyanın bir parçası olarak sembolize edilirler.

BİTKİSEL PEYZAJ

Bitkisel peyzaj, coğrafyanın asal değeri göz önünde bulundurulduğunda, olabildiğince endemik bitkilerle ele alınıp kurgulanmıştır. Doğrusal rotalarla coğrafyanın deneyimlenmesini sağlayan patika üzerindeki başlangıç noktaları ve kırılmalarla formu tanımlanan nefeslikler, mevcut dokuda görüntüsü ve/veya kokusuyla ayrışan çalı veya ağaç gruplarının atmosferi ile özelleşirler.

IŞIĞIN SESSİZLİĞİ

Gün ışığının hareketleri, şehitliklere kendi coğrafyalarıyla birlikte devingenlik verir. Gece ise depolanan gün ışığı ateş böcekleri gibi şehitlik içine noktasal aydınlatmalarla saçılır. Saçılmış ışıklar, doğanın tinsel boşluğunda duyumsamayı tetikler, sessizliğin hissedilmesini pekiştirir.

HAVANTEPE ŞEHİTLİĞİ
Görece düz bir arsada bulunan iki gömü alanına da hakim perspektifler vermek için , Saygı Şeridi arsanın kayalıklı kenarında uzanır. Farklı kotlarda alçalıp yükselerek devam eden Saygı Şeridi iki parçalı bir Anma Duvarı oluşturur.

ARSLANTEPE ŞEHİTLİĞİ
Arsada mümkün olan yüksek bir kota yerleştirilen Saygı Şeridi’nden gömü alanı görülürken ters yönünde manzarayla bütünleşilir.

 

KÜÇÜKANAFARTALAR ŞEHİTLİĞİ
Anma duvarı ve Saygı Şeridi arazinin en kayalık bölgesine ve gömü alanına  hakim bir noktada konumlanır. Önünde manzara ile aynı doğrultuda bulunan gömü alanına perspektif verirken arka tarafta kalıntıyla bağlantı kurar.

KANLIKÖPRÜ ŞEHİTLİĞİ
Bir vadi coğrafyasının görece alçak bir kotunda bulunan gömü alanına, hemen hemen eş bir kotta konumlanan Anma Duvarı’ndan perspektif verilir. Vadi,  ziyaretçi için şehitliği kucaklayan bir pozisyonda ifadesini bulur.

İBRİKÇE 1 VE İBRİKÇE 2 ŞEHİTLİĞİ
Birbirine yakın bulunan üç farklı gömü alanının olduğu arsada,  Anma Duvarı orta alanda konumlanır.  Şehitlik isimleri duvarın iki yüzünde de yazılıdır. Saygı Şeridi duvarın her iki yanından dolanır,  ve tek yönden yayan ulaşıma bağlantı verir.

ABANOS VE İSMAİLOĞLU DERESİ ŞEHİTLİĞİ
Birbirine yakın mesafelerde bulunan iki dere yatağının ters yönlerinde yer alan gömü alanları için, dere yataklarının ortasında kalan arsada iki ayrı Anma Duvarı konumlandırılır.  Açılanarak dere yataklarına paralel pozisyonlanan duvarlara ulaşım tek bir saygı şeridinden sağlanır, iki şehitlik birbiriyle bütünleşir.

NAİMSIRTI ŞEHİTLİĞİ
Görece düz bir arsada bulunan iki gömü alanının ortasına iki Anma Duvarı açılandırılarak konumlandırılmıştır. Saygı Şeridi bu iki duvarı bağlayarak bütünlük sağlar.

SUNGUBAYIRI ŞEHİTLİĞİ
Yol kenarında bulunan Süngübayırı Şehitliği’nde Anma Duvarı  hafif eğimli arsanın en yüksek kotuna yerleştirilir ve ziyaretçi araç yolundan yalıtılır. Yol kenarından başlayan patika ile gömü alanı yanından geçilerek Anma Duvarı’na ulaşılır. Duvarın diğer tarafından doğrusal ilerleyen ve siper yolunu takip eden patika ile Albayraksırtı Şehitliği’ne ulaşılır.

ALBAYRAKSIRTI ŞEHİTLİĞİ

KILIÇDERE 1 ŞEHİTLİĞİ
Yol kenarında yer alan Kılıçdere 2 Şehitliği’nde yola dik yerleştirilen Saygı Şeridi ve Anma Duvarı’na ulaşım gömü alanını çevreleyen bir patika ile sağlanır. Saygı Şeridi doğrultusu arsanın güneydoğu ucunda bulunan yamaç manzarasına uzanır ve ziyaretçi ile coğrafya arasında bağlantı kurar.

KILIÇDERE 2 ŞEHİTLİĞİ
Yol kenarında yer alan Kılıçdere 2 Şehitliği’nde yola dik yerleştirilen Saygı Şeridi ve Anma Duvarı’na ulaşım gömü alanını çevreleyen bir patika ile sağlanır. Saygı Şeridi doğrultusu arsanın güneydoğu ucunda bulunan yamaç manzarasına uzanır ve ziyaretçi ile coğrafya arasında bağlantı kurar.

KİREMİTDERE ŞEHİTLİĞİ

EROĞLUSIRTI ŞEHİTLİĞİ
Çok sayıda şehidin yer aldığı gömü alanı, biri uzun diğeri kısa olmak üzere iki Anma Duvarı ile tanımlanır. Duvarların konumlanması Saygı Şeridi’nde yürürken daha üst kotta bulunan Kurgan’a perspektif verecek şekilde düşünülmüştür.

IŞIĞIN SESSİZLİĞİ

Gün ışığının hareketleri, şehitliklere kendi coğrafyalarıyla birlikte devingenlik verir. Gece ise depolanan gün ışığı ateş böcekleri gibi şehitlik içine noktasal aydınlatmalarla saçılır. Saçılmış ışıklar, doğanın tinsel boşluğunda duyumsamayı tetikler, sessizliğin hissedilmesini pekiştirir.