Yıkılan Bursa Atatürk Stadyumu öncesindeki Beylikbahçe Dutluğu / Vakıf Bahçe bölgesinin bütüncül yeşil dokusunun yeniden oluşması hedeflendi.
GAZİ STADYUMU’NDAN BUGÜNE
Beylikbahçe Dutluğu üzerine inşa edilerek 3 Haziran 1932 tarihinde açılışı yapılan ve 300 kişilik kapalı tribünü olan ilk tesisin adıdır Gazi Stadyumu. Yıllar içinde yapılan eklemelerle son durumuyla Bursa Atatürk Stadyumu adını alan yapı ve çevresi her ne kadar dutluğu ortadan kaldırmış olsa da, kentli adına sayısız anının biriktiği bir kentsel bellek mekânına dönüşmüştür.
Yıkılan Bursa Atatürk Stadyumu öncesindeki Beylikbahçe Dutluğu ya da Vakıf Bahçe bölgesinin bütüncül yeşil dokusunun yeniden oluşmasını sağlamak amacıyla yola çıktık. Bulunduğu konuma ait olacak biçimde oturan, her türlü olası yaya hareketine alan açan, farklı kentsel modlar arasında ilişkiler kuran, işlevsel olarak rafine ve net çözümler sunan bir kurgu tasarladık.
“Bir dağ sırtındasınız ve sağınız dehşetli bir boşluktur: Bursa Ovası… Serviler, yollar, sürülmüş tarlalar, su birikintileri, çayırlar hafif buzlu bir cam gerisinden bakılıyormuş gibi sislidir. Irmak ve derelerle su birikintileri güneşte gümüş gibi parlar.”
Orhan Kemal
KOTLARI BAĞLAYAN BİR YAPI
Stadyumun yıkılması sonrası inşa edilen Millet Bahçesi zemin kotu ile stadyum saha kotunun aynı olmasından hareketle, bu kottan daha yükseğe çıkmayan bir kurgu benimsendi. Böylelikle Çekirge Caddesi’nden ovaya bakışta yeşilin sürekliliği korunmuş oldu. Bunun için Atatürk Lisesi bahçesi ile yıkılan spor salonunun bahçesi arasındaki kot farkını eritilerek, lise binası ve çevresiyle spor tesisinin ilişkisini güçlendirildi.
Mevcut ağaçların korunarak kentsel yaşamın parçası haline getirildiği Kültürpark bağlantısı, yapının açıldığı ve kentsel ilişkileri oluşturduğu ana çeper oldu. Millet Bahçesi kotundan yapıya doğru gelişen yeşil süreklilik yapının çatısı üzerinden devam ettirildi ve zemin altında spor salonu ve mekanları tasarlandı. Hem kentsel etkinlik zemini artırılarak bunun bahçe kotuna katılması sağlandı, hem de yapının mekanları kendini kente açmış oldu.
EĞİMİN ALTINA VE ÜSTÜNE YERLEŞMEK
Basit bir plak ile örtülen program bileşenleri kendi içinde iki ana kısımda toplandı. Kente yüzünü açan Basketbol Salonu ile Stadyum Caddesi’nden uzaklaşıp Kültürpark’a yaklaşan ve biraz daha gizli kalmaya çalışan Kapalı Havuz için üst örtü mevcut kot ilişkilerini de sağlamak üzere artiküle edildi. Bu sayede hem Millet Bahçesi’ne açılan hem Atatürk Lisesi bahçesine bakan eğimli yüzeyler elde edildi. Bahçe zemininin devamı niteliğindeki bu örtücü yüzeylerin tanımladıkları hacimler, programın ihtiyaç duyduğu nitelik ve standartları da gözetir biçimde tasarlandı.
Yapının kente bakan çeperleri olabildiğine şeffaf bitişlerle ele alınarak anonim kentli yapıdaki yaşama dahil edildi. Dış mekânda yeni doğal oturma alanları ve tribünler oluşturuldu. Ayrıca sokağın iç mekâna geçişinin sınırlarını yumuşatmak için, dış mekânda kullanılan malzemeler yapının zemin kat iç mekânında da kullanılması sağlandı.
KÜLTÜRPARK BAĞLANTI YOLU
Kentin Kültürpark’la sürekliliğini doğu-batı yönünde uzanan Kültürpark Bağlantı Yolu sağlar. Yapının ana program bileşenleri de bu yol üzerinde dizilir ve yolla doğrudan ilişki kurar. Basketbol Salonu ve Havuz arasında konumlanan fuaye hem ayırıcı hem bağlayıcı bir mekân olarak çalışır ve doğrudan bu yola açılır. İdari birimler ise Basketbol Salonu’nun üzerini örten plağın kuzeye doğru hafifçe yükselmesi ile oluşan boşlukta saçağın altında yer alır.
İÇ BAHÇE, ÇATI IŞIKLIKLARI
Üst peyzaj ile görsel bağlantıyı kurmak ve doğal ışığı mekâna almak adına önerilen iç bahçe, aynı zamanda Basketbol Salonu’nun girişlerini de tanımlar. İç bahçe içinden geçen köprüler yardımıyla tribünlere ev sahibi ve deplasman girişleri ayrı noktalardan alınabilir hale gelir. Fuayenin güney ucu ise doğrudan Stadyum Caddesi’ne açılan bir aks ile sonlanır. Bu aks gerektiğinde deplasman seyircisinin girişi olarak da düşünülmüştür.
Havuzun üzerini örten çatı plağı dış mekânda en başat bağlantıyı sağlayan mimari elemandır. Bu sayede bahçe ve Kültürpark Bağlantı Yolu güçlü biçimde bağlanırken aynı zamanda kentsel bir kullanımla da zenginleştirilir. Basketbol Salonu’nun çatı plağı ise kuzeye doğru yükselerek kente yüzünü gösterir. Çatı plağında açılan boşluklar farklı işlevlere sahiptir. Millet Bahçesi’nin adeta yapının içine süzüldüğü boşluklar yapı ile bahçe kotunun ilişkisini kurarken, aynı zamanda iç mekâna doğal ışık sağlayan mekânsal enstrümanlardır.