Arboreal: Zonguldak Bölüklü Yaylası Rehabilitasyon Merkezi

Yayladaki yaşamı örselemeden, doğal zemin dokusu ve şiirsel peyzajla özenli ilişkiler kuran konaklama birimleri, farkındalık merkezi, restoran ve küçük bir ahır

Arboreal: Zonguldak Bölüklü Yaylası Rehabilitasyon Merkezi

Zonguldak Turizm Kalkınma Planı çalışmaları kapsamında yürütülen Bölüklü Yaylası Rehabilitasyon Çalışmaları için 2017 yılında bir yayla yerleşimi tasarlandı. Bilindik yaşamsal aktivitelerden farklı olarak, yeni yaşam birimleri ve sosyal donatılar aracılığıyla kullanıcısına lüks ve konfor yerine “yerin ruhunu” aktaran yeni bir deneyim ortaya koymayı hedefledik. Alana dair fikirler geliştirirken yerin ruhunu anlamaya çalışarak ve tasarıma yön verebilecek verileri derleyerek yola çıktık. İklim verileri tek başına tasarım sürecini yönlendirmeye yetecek kadar önemliydi. Ayrıca yaylaya erişim imkanları göz önünde bulundurulduğunda yapım teknikleri ve imkanlarının kısıtlandığı açıkça ortadaydı. Bu iki temel gerçek, tasarım ve yapım sürecini doğrudan etkiledi ve ortaya çıkardığı kısıtlar içinde tasarım ve mekânsal zenginlik arayışımızı yönlendirdi.

İşveren

Zongulda İl Özel İdaresi

Yer

Zonguldak

Alan

565 m²

Yıl

2018

Tür

Kamu, Konaklama, Kültür

Durum

Proje

Tasarım

Fatih Yavuz (Y. Mimar)
Ö. Emre Şavural (Mimar)

Proje Ekibi

Hasan Özdurmuş
Kubilay Şahinler
Meryem Merve Topdaş

Statik: Zafer Kınacı

Bölüklü Yaylası’nda mümkün olan en az sayıda ağaca müdahale ederek doğal zemini zedelemeden ve örselemeden yaşam birimleri ve sosyal donatıları yerleştirmek ana prensip olarak kabul edildi. Yere uygun malzeme ve yapım teknikleriyle üretilecek birimler “yerin ruhunu” yaşatan bir deneyimin parçası oldular.

ORALILAR VE OLMAYANLAR

Bölüklü Yaylası’na önerilen yeni birimlerin mevcut yapılar ve yaşam ile nasıl bir ilişki kurması gerektiği problemin sosyal katmanını oluşturur. Bir tarafta yaylada yıllardır ikamet eden ve bu kültürü yaşayan insanlar, diğer tarafta yaylaya yeni bir deneyim yaşamak üzere gelecek ‘oralı olmayanlar’. İki tarafın karşı karşıya gelmesi ve bu etkileşmenin tümüyle öngörülemez sonuçları olabileceği gerçeği tasarım sürecindeki yeni bir katman olarak karşımıza çıkar.

YAŞAMI ÖRSELEMEDEN

Yaylanın doğal zemin dokusu ve şiirsel doğal peyzajı ile yeni yapıların kuracağı ilişki tasarım sürecimizde temel belirleyicilerdir. Mümkün olan en az sayıda ağaca müdahale edilmesi, mümkün ise hiçbir ağacın kesilmemesi kararlaştırılmış, buna uygun bir tasarım dili geliştirilmiştir. Yerin imkanlarına yapım tekniği perspektifinden bakıldığında alışık olunan bazı yapım teknik ve malzemelerinin uygun olmadığı, hatta imkânsız olduğu açıktır. Bu noktada yerin ruhunu kavrayan yeni bir malzeme ve yapım tekniğinin olanaklarını araştırdık. Mevcut dokunun görüntüsünü taklit etmek yerine bu yükseklikteki bir yerleşim yerinde günümüze kadar denenerek gelenlerin yeniden yorumlanmasıyla yeni bir öneri geliştirdik.

AĞAÇLARA ‘TUTUNAN’ MODÜLLER

Yoğun ağaç dokusunun arasına yapılaşma getirmek, bugüne kadar alışık olunan problem çözme biçimlerinden farklı bir yöntem gerektirir. Mevcut durum hem problem yaratmakta, hem de potansiyeller barındırmaktadır: Konaklama birimlerinin ağaçlara tutunarak topografyadan bağımsız hareket etmesi temel prensip olarak belirlenmiştir. Birimler ağaca tutunarak yağmur ve kar gibi dış etkilerden korunaklı hale geldi. Bu sayede konaklama birimleri coğrafi veriler gözetilerek bölgeye uygun hale getirildi.

Mevcut ağaçların gövde çapları ve gövde mesafeleri üzerinde yapılan çalışma neticesinde uygun yerleşim alanları belirlendi. Buna göre 30 cm gövde çapından daha küçük kesitli ağaçlardan, statik yetersizlik yaratacağı düşünüldüğü için destek alınmaması kararlaştırıldı. Oluşturulan platform üzerine yapısal elemanların bir araya getirilmesi prensipleri olabildiğine tek tipleştirildi ve yapısal kabuk oluşturuldu. Ayrıca en az üç yaşama birimine bir açık ortak alan tasarlanarak, grup olarak tesiste konaklayan ziyaretçilerin yerin ruhunu hissetmeye devam edebilecekleri türden dış mekân yaşam alanları tariflendi.

MİNİMUM MEKÂN

Yaşama birimleri için talep edilen 50 metrekarelik büyüklüğün ağaç kesimi gerektireceği, yerin ruhuna aykırı bir yoğunluk yaratacağı düşünülerek 30 metrekarelik zemin kat büyüklüğünde verimli bir mimari plan kurgusu elde edildi. Daha küçük birimler, aynı zamanda tesisin işletme giderlerinin düşürülmesi anlamında da önemlidir. Doğaya tahribatın en aza indirilmesi göz önünde bulundurulduğunda bu önerme önemsenmelidir.

Yapı programı yaşama-uyuma, uyuma ve servis birimleri olarak ele alındı. Yaşama-uyuma ve banyonun yer aldığı zemin seviyesi, terasla ilişki kurulan bir alandır. Buna karşın üst seviyede sadece uyuma alanı çözümlenir. Bu ayrım yapının zemin oturum lekesini küçültmekle kalmamış aynı zamanda mevcut ağaç dokusunun içinde ağaçlar ile daha yakından ve farklı türden bir ilişki biçimi tariflemiştir. Bu kotta, kabuk yüzeyinde yataktan ormanın görülebileceği bir açıklık ve merdiven hizasında bir yırtık tasarlandı. Bu sayede her iki seviyeden de ormanla görsel ilişki güçlendirildi.

Seyirlik orman manzarası ve dış mekân ile ilişkinin sürekli kılınmaya çalışıldığı konaklama birimleri…

YAPISAL AHŞAP KİRİŞLER

Yapısal ahşap kirişler özel bir aparat ile tespit edilmiş ağaç gövdesini saracak şekilde bir araya gelir ve destek kirişler ile platformun oturacağı kota kadar yükselme sağlanır. Konaklama biriminin oturacağı platform yerin durumuna yüksek bir seviyede konumlanır. Zemin oturumu küçük olan ve platforma oturan konaklama birimi yer ile ilişkisini merdiven ile sağlar.

Yapısal ahşap kirişlerin ölçüleri 80×150 mm olarak belirlenmiş ve mümkün olduğu kadar tek kesit ile yapısal çözüm aranmıştır. Bu öneri ile yerin fiziksel imkanları gözetilerek mümkün olan en az farklı yapısal birim eleman ile bir yapım tekniği önerildi. Yerinde çözümler getirebilmeyi de olanaklı kılacak bu türden bir seçicilik aynı zamanda yapım işlerindeki imalat ekibini de yapısal elemanlara hakimiyet kurma anlamında rahatlatacak bir öneridir.

Yaşama alanının açıldığı platform kullanıcıya yerden yüksekte bir seyir deneyimi sunarken, aynı zamanda yakacak odunların depolama alanı olarak servis sağlar. Şömine tek hacim olan konaklama birimini ısıtırken, terasa bakan şeffaf geniş cephenin önünde hem soğuk iklimin şiirsel peyzajı hem kendisi seyirlik hale gelir.

YERLEŞKENİN YÜZÜ OLAN FARKINDALIK MERKEZİ

Yayla ziyaretçilerinin yer ve coğrafya hakkında bilgi edinebilecekleri bir merkez olmasının ötesinde, aynı zamanda yaylaya gelenleri ilk karşılayacak olan, yerleşkenin yüzüdür. Bu nedenle yola yakın konumlandırılır. Konaklama birimi tasarımında ortaya çıkan yapısal kesit ve mekân üretme prensibi farkındalık merkezinde de sürdürüldü. Bu durum, tercih yapma biçiminin kolaylaştırılması adına önemlidir. İki temel hacim farklı yükseklikler oluşturacak kesit farklılıkları ile tek yapı olarak bir araya getirilir. Alçak hacim konferans ve bilgilendirme, yüksek hacim ise giriş holü ve lobi işlevi gören bekleme ve karşılama alanıdır.

FARKLI PLATFORMLAR ÜZERİNDE RESTORAN

Restoran, konaklama birimlerine görece uzak bir yerde konumlanır. Konumu gereği hem yaylaya hem de çevre yaylalar ile bağlantının kurulduğu yol ile güçlü ilişkiler kurması beklenir. Temelde üç platform üzerine yerleştirilen restoran açık ve kapalı alanların süreklilikleri göz önünde tutularak planlanmıştır. Temelde yapı tektoniğinin esasını oluşturan kesit üzerinden geliştirilen mekânlar, hiyerarşik olarak altında barındırdığı yoğunluğa göre şekillendi. Arazi eğiminin yarattığı yerleşim zorluğu ve yapının yere oturum ilişkisi üzerinden geliştirilen platform fikri korundu. Bu sayede aynı zamanda yoğum iklim koşullarının sonuçlarına da yapısal çözümler üretildi.

YAPI KABUĞU OLARAK AHIR

Ahır tasarımı benzer yapma biçimi ve malzeme kararları ile kesitin mekân üretme potansiyelinden ortaya çıktı. Her iki çeperi de açık oldukça yalın bir yapı kabuğudur. Ahır, mevcut yayla yerleşimi ve yeni önerilen konaklama birimlerinin çeperinde yer alır. Bu sayede hem servis ihtiyacı kolayca çözümlenir hem konaklama birimleri kokudan uzak tutulmuş olur.