Önemli bir başlangıç noktası, çatının birleştirici, kapsayıcı, şemsiye rolüdür. Bizce burası sadece otel müşterilerinin değil, kentin değer üreten bireylerinin de buluşma noktası olmalıdır. Tam da bulunduğu yerden adını alarak: The Roof.
SOSYAL HAYATIN CANLI MERKEZİ
Altınel Ankara Oteli ortaya koyduğu vizyon ile Ankara’nın ilk 5 yıldızlı oteli olarak turizm sektörüne önemli girişi 1980’li yıllarda yapmıştır. Bu vizyonunu uzun yıllar başkentin sosyal ve eğlence hayatının nitelikli etkinliklerine ev sahibi olarak sürdürmüştür. Otelin en üst katında teras ile bütünleşen ve dönemine göre sunduğu sıradışı deneyimler (örneğin çatı katında şeffaf örtülü havuz) ile üst gelir seviyesine seslenmiş ve kentte popüler bir mekân olmayı sürdürmüştür. Kumarhanelerin yasal olduğu dönemde sadece otel müşterisinin değil dışarıdan gelen konuklar için de bir cazibe merkezidir. Ankara’nın 80’li ve 90’lı yıllarda idari merkez olmanın yanı sıra finansın da merkezi olması, bu ortamın oluşmasında önemlidir. 2000’li yılların başlarından itibaren finansın merkezi İstanbul’a kaymaya başlamış, Ankara’nın kentsel ve sosyal yaşamı da eş zamanlı olarak zayıflamıştır.
MERKEZİ KONUM
Otel kentin merkezinde, Tandoğan Meydanı’ndadır. Ankara’nın iki büyük üniversitesine yürüme mesafesinde olan konumu, önemli kültür noktalarından CSO ve Cermodern’e yakınlığı, Anıtkabir, Kale, Kocatepe Camisi gibi kentin simge yapıları ile kurduğu görsel ilişki, ulaşım ağlarına yakınlığı değerlidir ve turizm açısından büyük bir potansiyel taşır.
DÖNÜŞÜM İÇİN YENİ FİKİRLER
Altınel Ankara Oteli bu değişime dönem dönem ayak uydurmaya çalışmış ve bünyesinde çeşitli revizyonlar yapılmıştır. İnşa edildiğinden bugüne 8. kata çeşitli eklentiler yapılmıştır. İlk versiyonunda havuz ve VIP süit neredeyse kattaki tek kapalı mekân iken, bugün tüm kat kapalı hale dönüşmüştür. Bu eklentilerin bir kısmı bütüncül bir niyet ile ele alınsa da eklektik bir sonuç ortaya çıkmıştır. Otelin ve konumunun potansiyellerini yeniden değerli kılmak üzere, bu katın nasıl dönüşeceği konusunda mimari fikirler geliştirilmiştir.
HEDEFLER
Altınel Ankara Oteli günümüzde kendini bir iş oteli olarak konumlandırmakta, mevcut kullanıcı profili bu pozisyonlanmaya uygun dağılmaktadır. Otelin müşteri profilinin büyük çoğunluğunu kente günübirlik iş görüşmeleri için gelen kişiler, ikinci grubu ise acenteler aracılığı ile gelen, oteli turizm destinasyonlarına geçmeden önce durak olarak kullananlar oluşturmaktadır. Önerilen senaryo ile otelin kullanıcı çeşitliliğini artırmak ve kentliyi de sosyal bir yaşam ve rekreasyon için otele çekerek müşteri aidiyetini yükseltmek hedeflenmiştir.
8. KAT
Peki tüm bu veriler ışığında 8. kat nasıl bir mekâna dönüşmek ister? Başlangıç noktamız, birleştirici, kapsayıcı, şemsiye rolü ile çatıdır. Bizce burası sadece otel müşterilerinin değil, kentin değer üreten bireylerinin de buluşma noktası olmalıdır. Ankara Üniversitesi profesörlerinden bir hoca ile otelde konaklayan İstanbul’daki uluslararası bir şirketin yöneticisi otelden çıkmadan çalışmalarını yapabilmeli; Koleksiyon Mobilya yeni serisini burada tanıtabilmeli; yapay zeka konusunda yaratıcı fikirleri olan üniversite öğrencileri burada toplanabilmeli; Kapadokya’ya geçmeden kente uğrayan Danimarkalı çift yola çıkmadan çevrimiçi toplantılarını burada yapabilmeli ve daha birçok hikaye… Bunların çok daha fazlasının buluştuğu bir nokta olabilmeli bu mekan. Tam da bulunduğu yerden adını alarak: The Roof.
THE ROOF. VE DİĞERLERİ
“The Roof” adı bizce bu çeşitliliği bir araya getiren örtü için biçilmiş bir kaftan. Peki bunu teknik olarak nasıl gerçekleştirebilirdik? Yapının mevcut servis alanı korundu. Servis alanı dışında kalan alanların tamamı ise bir bütün olarak ele alındı. Katın her metrekaresinin değerli olduğu ve önerdiğimiz yeni işlevlerin en az servis alanına ihtiyaç duymasını önemsendi.
Senaryonun doğal bir parçası olan 7. katta havuz döşemesinin eğimli yüzeyi kaldırılarak havuz her iki katı birbirine bağlayan bir hacme dönüştürüldü, bu kattaki fuaye doğal ışıktan faydalanır hale geldi. Çelik konstrüksiyon ile inşa edilen amfi ile bu boşluk etkileşim mekanına dönüştürüldü. Buraya “Kubbe Altı” dedik. Diğer tarafta mevcutta açıkta kalan kubbeyi, mekânı bölücü bir unsur olmaktan çıkarıp mekânı şekillendiren merkezi bir unsura dönüştürdük. Çeperine taktığımız oturma birimi ve platformlar ile de kullanımını çeşitlendirdik. Onun da adı “Kubbe Üstü”.
Kubbe Üstü’nün yakın çevresi ortak çalışma alanı olarak tasarlandı. Daha sessiz ve konsantre çalışma mekanları bu bölüme yerleştirildi. İçerik üretmek isteyen bir youtuber, Sağlık Bakanlığı personeline yeni yazılımlarını anlatmak isteyen şirket yetkilileri bu mekânın potansiyel kullanıcıları. Kubbe Altı ise bir geçiş mekânı. Buradaki çalışma mekanları, bir nevi zincir kahve markasının hafif hareketli mekânları gibi. Amfi ise otel ile The Roof’un ana bağlayıcı unsuru.
Bunları yaparken kullandığımız tüm malzeme ve müdahalelerde temel prensip sadelik ve doğallık oldu. Cephede ise yapının mevcut cephesinin sistematiğini gözeten, ondan referans alan ve halihazırda var olanın önüne geçmeyen müdahalelerde bulunduk.
SONRASI…
Bizce bu değişim otelin iliklerine kadar yayılacak ve gelecek senaryosunda otelin diğer mekanları da dönüşüm ihtiyacı hissedecek. Özellikle 7. katın bu dönüşümün ilk ayağı olacağını düşünüyoruz. Amfi ile zaten mekânsal bir süreklilik kazanan bölüm ilk dönüşen yer olabilir. Sonrasında Kubbe Üstü artık kaldırılarak 8. kat ortak çalışma alanları ile 7. kat bir amfiyle birbirine bağlanabilir